Özel hayat kavramı, bireyin kendi ile alakalı örneklerini kapsar. Yaşam tarzı, hayata bakış açışı gibi kavramlarla desteklenerek oluşturulan bireye özgü ifadelerin genel adıdır. Her ne kadar toplumda bu kavramlar yok sayılsa da herkese ait bir özel pencere bulunmaktadır. Hukuken bizlerin özel hayatı ve aile hayatı koruma altına alınmıştır. Bu da demek oluyor ki bir yaptırım içermektedir. 
Bu konunun ciddiyeti anlaşılmasa da anayasamızda konu başlıklı bir madde geçmektedir. Kanunlarla korumaya aldığımız hayatımızı maalesef bizler koruyamıyoruz. Özel hayat bizlerin karşı tarafla paylaşmaktan rahatsız olduğumuz, bize özel , mahremi hayatımız olduğu gibi toplumumuzda maalesef bu durum köy seyirlik oyununa dönmüş durumda. Bu da demek oluyor ki özel hayatımızı bazen aşan insanlar yada faktörler olabiliyor. Bu gibi durumlarda bizlerin en güzel hakkı hukuka başvurmak olmalıdır. Korunmakla kanunlaştırılmış bir durumu kendimiz çözmek yerine yardım almayı denemeliyiz. Hukukun gücü yaptırımı ifade eder. Kanunların önünde hiçbir şey duramaz. Bu kanunlar türk toplumundaki bütün bireyler için geçerlidir. Herkesin özel hayatı özel olmalıdır. Sınırlarımızı bizler belirleyeceğimiz gibi bazı sınırlar kendiliğinden herkese sirayet eder. Kimse kimsenin evine izinsiz girmeyi düşünmez. Yada insanlar izinsiz bir başkasının telefonunun karıştırmaz. Ayrıca bunu kimse istemez. Bu gibi durumların çocuklukta bireye aşılanması gerekir. Bazı olgular geç oturur. Yaş ilerledikçe kimseye ders vermek uygun olmaz. Uygun olmadığı gibi insanların bu tutumlarını kontrol altına almak için devlet kanunları ile bu olaya el atmış. Toplumumuz da bazı şeyler suç olmadıkça yapılmaya devam eder.  
Yasakların suç olduğunu bildiğinde kişi kendini kontrol altına alabilir. İnsanların izni olmadan görüntülerinin paylaşılması, fotoğraflarının çekilmesi, ses kaydı tarzı nitelikli hal durumları cezanın derecesini artıran durumlardandır.  Günümüzden bir örnekle devam edecek olursak, başkasının ismi cismi ile hesaplar açıp faaliyete geçmek bir suçtur. Bunu ciddi manada yapan bir çok insan vardır. Sokak dilinde fake olarak geçen bu hesaplar, masum insanların canının epeyce sıkmaktadır. Bu can sıkıcı vakalar maalesef her gün yaşanmaktadır. Bunun önüne geçebilmek çok zordur. Yetiştirdiğimiz bireylerin ahlakı toplumun diğer yarısı için önem arz etmektedir. Bilinçli toplum olmak zor değildir. Sadece emek isteyen bir durumdur. Bu bilinçlendirme bazen kanunlar ile bazen de sosyal kurumlar vasıtasıyla yapılmaktadır. İnsanların özel hayatlarına bu şekilde girilmesi yanlış ve suçtur. İnsanların izni olmadan bir eşyasını almak hırsızlık suçu olduğu gibi hayatlarını çalmakta bir suçtur. Bunun farkı yoktur. Çalmak soyut veya somut bir şekilde karşımıza çıkabilir. Türkiye de bu gibi durumlar çokça mevcuttur. Bu durumlar da bilinçlendirici yapıtlar ortaya atılabilir. Proje kapsamında bir çok yargıyı insanlara veren sektörler mevcuttur. Film sektörü yada aile planlaması bu konularda çalışmalar yapmalıdır.
Empati duygusu bu zamanlar da çok önemlidir. Aynı olaylar senin de başına gelebilir. Ya da sen de o duruma düşmüş bir suçlu olabilirsin. Yapılması gereken şeylerden en önemlisi kişisel gelişim terimleridir. Bu terimleri bilmek ve uygulamak önemlidir.  Böyle durumlarda yapılması gereken şeyler bellidir. Yargı her şeyin önündedir. Sadece bu tavırdaki insanların desteklemek hiç mantıklı değildir. Suça teşvik suçu yapan gibidir. Durumun kötü bir şey olduğunu anlatmak yada karşı tarafı bu konuda uyarmak hem bir vatandaş olarak hem de suçlu insanı korumak için önemli bir adımdır. Bunları yaptığımız takdirde bize düşen bu hayatta güzel şeylerdir. Bir insanın ne olursa olsun mağdur olmasını istemek hiçbir canlıya yakışmaz. Toplum içindeki düzeni kanunlardan sonra insanlar düzenler. İnsanlar da olması gerektiği gibi düzenlemelidir. Arkadaşının istediği gibi yada canının istediği gibi düzenleme hakkını içinde barındırmaz. Aksi halde kanun önünde cezasını çekmekle yükümlüdür.




Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?